Fotoğrafım
Istanbul, Türkiye
Bir ben kaldım ortada Bende ben kalmadı dünyada.

9 Ağustos 2010 Pazartesi

Aşk-ı Hâlim

Seni hatırladıkça başım göğe eriyor ya da asansör boşluğuna düştüğümde ürperdiğinde yüreğim..
Ömrüm saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla,
O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsam gün boyu nedensiz... Ve her konduğunda diğerini iple çekiyorsam bu hislerin...

Seninleyken pervaneleşen yelkovanlar,
Sen’siz mıhlanıp kalıyorum…
Sınıfta, işte, yolda, yatakta içim içime sığmıyor,
Sen’den söz edilince yüzüm, senden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup bir şekilde somurtuyorum veya muzipçe sırıtıyorum.

Sen, her durduğun yerde duruyor, her baktığın yerden bana bakıyor,
Ben keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorum...
Dünyanın en güzel yeri Sen’in yaşadığın yer,
En güzel kokun bedenindeki ter,

En dayanılmaz duygun gözlerindeki öfke ise...
Hayat Sen’inle güzel ve sensiz değersiz.
Elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, Senin yüzün pembee,
Kışlar ilkbahar, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...

Her şiirde anlatılan sen...
Her filmin kahramanı sen...
Her roman senden söz ediyor,
Her çiçek senin için açıyor...

Bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerimde çekiştirip beynimi acıtıyor,
İştahım kapanıyor, iştahım açılıyor, iştahım şaşırıyor...
İştahım, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyor...
Elim telefonda yaşıyor, işaret parmağım ha bire seni tuşluyor,

Dara düştüğümde kapıyı çalanım sen olduğunu adım gibi biliyorum...
Devamlı bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona sen diye atlıyorum,
Vitrindeki her giysiyi sana yakıştırıyorum,
Konuşan birini dinlerken "keşke sen anlatsan" diye iç geçiriyorum...

Kokun burnumdan,
Suretin gözümden,
Sesim kulağımdan,
Teni aklımdan silinmiyor.

Özlemini, sol yanımda yasak yayın gibi taşıyorum gün boyu...
Hem kimseler duymasın, hem cümle âlem bilsin istiyorum...
Sensiz geceler ıssız,
Sokaklar öksüz...

Ayrılık ölüme, denk...
Gamze gamze tebessüm de senin için, alev alev yanan yüreğimde senin için;
Uğruna ödemeyeceğim bedel,
Gidilmeyecek yol,

Vazgeçilmeyecek konfor yok...
Dışarıda yer yerinden oynuyor ve içerimde bu beni zerrece ilgilendirmiyor,
Her gidişte ayakların "Geri dön" diye; sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
Seni istiyorum.

Yunus Keleş

Hiç yorum yok: