Fotoğrafım
Istanbul, Türkiye
Bir ben kaldım ortada Bende ben kalmadı dünyada.

9 Ağustos 2010 Pazartesi

Yalnızlık

Yalnızlığı hak ediyor muyuz ?
Bence yalnızlığı hak ediyoruz ki yalnız kalıyoruz yaptığımız günahlardan işlemiş olduğumuz suçlardan yada bir kalp kırılmasından bunların hepsinin sonucu bizi yalnızlığa iter yada bırakır.
Peki ya bu yalnızlık ile nasıl baş ederiz ? Bu sorunun cevapini benden istemeyin.ben yalnızlığa düştüğüm zaman bütün yaşam hücrelerim nefes alamıyor ve ölüyor hiç birşeye tepki vermiyor.
Yalnızlığın kölesi miyiz ?
Belli bir yere ve belli bir zamana kadar kölesiyiz. Bu zaman içinde azat edilmek için dua edin ki sahibiniz sizi bu kör kuyudan çıkarsın yoksa yalnız kaldıkça bu kör kuyuda kör olursunuz şuan benim kör olduğum gibi.
O ilahi kurtuluş sesini bekliyorum o ses çok güzel ki bütün hücrelerimi, herşeyimi yeniden hayat'a döndürüyor ve şükrediyorum bu kör kuyudan kurtulduğuma .
Kendime söz veriyorum bu kuyuya bir daha düşmemeye .Yazıma yalnızlık ile başladım yalnızlık ile bitirmek istemiyorum.
Yunus Keleş
Do we deserve the loneliness?
I think that alone would have deserved solitude of our sins we have committed a crime or a heart from breaking as a result of these pushes us or leave alone.
What about this deal with loneliness Thank? The answer to this question from me. I fell into the loneliness when I can not breathe and my whole life, the cell is dying does not react to something.
We are slaves of solitude?
A particular location and up to a certain time slaves. During this time be at liberty to pray with you about this that you do not get blinded out alone as well that will blind the blind in the well of my blind now what I said.
I'm waiting for divine salvation sounds that sound very nice that all of my cell, everything returns to life again, and I'm thankful that I've saved from blind wells.
I promise myself not to fall again into the wells. Spelling began with the isolation and loneliness I do not want to end.
Yunus Keleş


Özledim

Hayatımdan birer birer günler geçiyor.
Geçen günler; sensiz, ıssız, kuru soğuk.
Günler hayatımdaki kış mevsimi gibi soğuk.
Yunuslar gibi tek gözü kapalı uyumayı özledim.
Bir gözüm ile senin güzelliğini izlerim
Diğer gözümle cennetteki seni izlerim.

Gözlerine bakıp dalmayı özledim
Seni Seviyorum demeni özledim
Omzunda uyumayı özledim
Ben seni özledim

Özlemini uykusuz gecelere yorgan ettim
Beni ısıtsın diye.
Bardağımda yaktığım mum ışığı sönmek üzere
Beni karanlık da yalnız bırakma.
Ben seni özledim
Yunus Keleş

Day of my life goes on.
Last days; desert, dry cold.
Such as a cold winter day in my life.
Dolphins like to sleep with one eye closed, miss.
My eyes the beauty of a track with you
Track you in heaven with my other eye.

Look into the eyes and branch miss
I would like to say I miss you
Shoulder to sleep I miss
I miss you

The quilt I was longing to sleepless nights
Me warm sake.
I light candles to burn off my glasses
Leave me not alone in the dark.
I miss you
Yunus Keleş

Aşk-ı Hâlim

Seni hatırladıkça başım göğe eriyor ya da asansör boşluğuna düştüğümde ürperdiğinde yüreğim..
Ömrüm saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla,
O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsam gün boyu nedensiz... Ve her konduğunda diğerini iple çekiyorsam bu hislerin...

Seninleyken pervaneleşen yelkovanlar,
Sen’siz mıhlanıp kalıyorum…
Sınıfta, işte, yolda, yatakta içim içime sığmıyor,
Sen’den söz edilince yüzüm, senden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup bir şekilde somurtuyorum veya muzipçe sırıtıyorum.

Sen, her durduğun yerde duruyor, her baktığın yerden bana bakıyor,
Ben keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorum...
Dünyanın en güzel yeri Sen’in yaşadığın yer,
En güzel kokun bedenindeki ter,

En dayanılmaz duygun gözlerindeki öfke ise...
Hayat Sen’inle güzel ve sensiz değersiz.
Elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, Senin yüzün pembee,
Kışlar ilkbahar, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...

Her şiirde anlatılan sen...
Her filmin kahramanı sen...
Her roman senden söz ediyor,
Her çiçek senin için açıyor...

Bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerimde çekiştirip beynimi acıtıyor,
İştahım kapanıyor, iştahım açılıyor, iştahım şaşırıyor...
İştahım, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyor...
Elim telefonda yaşıyor, işaret parmağım ha bire seni tuşluyor,

Dara düştüğümde kapıyı çalanım sen olduğunu adım gibi biliyorum...
Devamlı bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona sen diye atlıyorum,
Vitrindeki her giysiyi sana yakıştırıyorum,
Konuşan birini dinlerken "keşke sen anlatsan" diye iç geçiriyorum...

Kokun burnumdan,
Suretin gözümden,
Sesim kulağımdan,
Teni aklımdan silinmiyor.

Özlemini, sol yanımda yasak yayın gibi taşıyorum gün boyu...
Hem kimseler duymasın, hem cümle âlem bilsin istiyorum...
Sensiz geceler ıssız,
Sokaklar öksüz...

Ayrılık ölüme, denk...
Gamze gamze tebessüm de senin için, alev alev yanan yüreğimde senin için;
Uğruna ödemeyeceğim bedel,
Gidilmeyecek yol,

Vazgeçilmeyecek konfor yok...
Dışarıda yer yerinden oynuyor ve içerimde bu beni zerrece ilgilendirmiyor,
Her gidişte ayakların "Geri dön" diye; sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
Seni istiyorum.

Yunus Keleş

Volkan

Patlamaya hazır bir volkan gibi aşkım,
Gökyüzündeki şimşek gibi
Yüreğimde çakıyorsun her saniye,
Bitmek bilmeyen bir şelale gibisin
Dolu dolu yüreğimde akıyorsun,
Çevrende bir hayalet gibiyim
seni kolluyorum
Diğer hayaletlere karşı

Bana hangi dünyada yaşadığımı unutturuyorsun
Bana hangi alemde yaşadığımı unutturuyorsun
Aklımdaki her sorunun bır cevabısın
Her yer her şey sana çıkıyor

Ne kadar yansamda bu volkan da
Yandıkça yeniden diriliyorum aşk ateşinde
Gözlerin volkanımda gördüğüm en güzel renk
Yunus Keleş

Love like a volcano ready to explode,
Lightning in the sky
Do you crash on my heart every second,
You're like an endless waterfall
Are flowing in my heart is full filled,
I'm Like a ghost in your community
I would watch
Against other ghosts

I live in the world which re making me forget
I live in the world which re making me forget
Answer each question in my mind re bır
Everything is everywhere you go

How much of this volcano also yansamda
As I rise from the ashes in the fire of love burning
I'm seeing in the eyes of the volcano, the most beautiful colors
Yunus Keleş

Yeni Yıl

Yeni bir sene geldi.
Eski bir sene gitti.
Zaman çok hızlı geçti
Anlamadım,anlayamadım geçen zamanı.

Öyle bir zamanda günler yıl gibi geliyordu.
Öyle bir zamanda günler saniyeler kadar hızla geçiyordu.
Baka kalıyorduk geçen zamanın ardından
Geçen zamanı yeniden yaşamak istiyorduk
Yaşayamıyorduk.

Yeni bir yıla aşk ile giren bir insanın kalbinde neler olabilir.?
Sevgi olur,
Acı olur,
Aşk olur,
Hasret olur,
Sevgili ile geçirilen anılar olur.

Yeni yıla çok mutlu girenler arasındayım.
Bir yanımda eşi benzeri kainatta bulunmayan bir sevgilim var.
Diğer yanımda yaşam dolu,aşk dolu aşkım var
Öbür yanımda ise sevgi ve aşk üçgeni içinde dolanan hayatım var.

Yıllar geçiyor,herşey değişiyor
Değişmeyen tek şey değişimin adıdır.
Kalbimdeki aşk ateşide değişiyor
Değiştikçe gökyüzünün maviliğine yükseliyor

Yeni bir yılda bir şey dilemeyeğim
Ama bir şey dileyeceğim;
Sevgilimin kalbinde kocaman bir parça olmak.

Seni seviyorum ey sevgili!
Uykunda bana da yer ayırırmısın?
Uyku tutmuyor geceleri;
Seni çok özledim ey sevgili!
Yunus Keleş
A new year arrived.
Went a year old.
Time passed very quickly
Do not understand, I could not understand the last time.

It seemed at one time last year.
Seconds at a time such as days passed quickly.
Last time we were staying to look after
Wanted to relive the time
Could not live.

Year with a new love in the heart of what a person may be entered.?
Will love,
Would be painful,
Love happens,
Is longing,
Dear and relayed memories happen.

Very happy new year falling between the old.
A unique universe is not on my side I have a love.
On the other hand full of my life, my love is full of love
The affection and love triangles in the other side I have a wandering life.

Years pass, everything is changing
The only thing not changed is the name of change.
Fire in my heart love is changing
Blueness of the sky to change as the rising

A new year, I will not want anything
But I want one thing;
To be a huge part of my dear heart.

I love you, oh dear!
Do I get the book in your sleep?
Sleep at night does not hold;
I miss you so much, oh dear!......
Yunus Keleş



Deniz Kızı

Zamanlardan bir zaman ,hayata yüzü asık bir çocuk varmış.
Bu hayat’a küskün olan çocuğun bir şeylerin eksik olduğunu hissediyordu.
Her zaman sıradan şeyler yaparak yaşantısından bir beklentisi olmaksızın yaşıyordu.
Hayatın rüzgârına kapılarak yaşantısına devam ettiriyordu.
Bir gün hayatının rüzgârında fırtına çıkıyor kapılıp gidiyor çocuk.
Bu fırtına çocuğu cennette bir yerde bırakıyor. Ve genç çocuk ufukta bir denizkızı gördü.
Ve ona doğru yüzmeye başladı.
Yüzdükçe; gerçek mi? hayal mi? olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Çünkü daha önce böylesine güzel bir denizkızı görmemişti.
Yanına kadar yüzerek gitmeye çalışıyordu ama sürekli deniz kızına ulaşamıyor,denizin derinliklerine indikçe iniyor ama genç kalbinin sesini dinleyerek derinlere dalıyor ve daldıkça boğulacağını düşünüyor ama aksine nefes aldıkça daha temiz nefes aldığını anlıyor ve ben bu dünyaya ait olabilirim diye düşünüyor ve deniz kızının peşinden gitmeye devam ediyor.
Günlerce genç çocuk deniz kızının peşinden gitti yorulmaksızın bu enerjiyi de nereden aldığını merak ediyor ve sorguluyor kendisini ve deniz kızına seslenmeye karar verir bu genç çocuk deniz kızına :
-Benden kaçma lütfen bana yaklaşmanı istiyorum çünkü senin dünyana ait olduğumu düşünüyorum ve ne olur beni dünyana kabul et bütün günahlarımı arkamda bıraktım senin dünyana geldim ve kabul edilmeyi bekliyorum diye seslenir.
Bunun üzerine deniz kızı genç çocuğa yakınlaşdıkca yakınlaşıyor ve genç çocugun küçük kalbi hızla çırpmaya başlıyor eli kolu ayakları titremeye başladı ve sebebi ise hiçbir evrende böyle bir güzellik görmemişti , deniz kızı adeta aklını başından almıştı genç çocugun.
Bir gün genç çocuk kalbine hakim olamayacağını anlamıştı ve kalbinin kendisine dediklerini bir yunus balığına kulağına fısıldadı ve bu dediklerimi cennetteki en güzel kızına söyler misin lütfen dedi.

Yunus balığı ise elbette söylerim çünkü bu sevinçli haberi uzun süredir senden söylemeni bekliyordum der. Yunus balığı deniz kızını bulur ve anlatmaya başlar.Deniz kızı bu sözleri duyduğu zaman kanayan kalbinin kanamasının durduğunu fark etti ve tereddüt etmeden bu sözlerin karşılığını iletmesi için yunus balığının kulağına fısıldar ve çok hızlıca genç çocuğa iletir.Genç bu cevabın bekleyişi sırasında kötü bir haber gelirse diye kaygılanmak da idi ne yapacağını düşünüyordu.
Kötü haber karsısında aklına bir tek çözüm geliyordu.Cennetinde kendisini boğmaya niyet vermişken yunus balığından haberi alır.
Haber ise beklediği gibi geldi ve çok sevindi sözlerle ifade etmeye çalışırken heyecandan kalbi durdu ve deniz kızı il hayat öpücücünü yanağına kondurarak genci yasama döndürdü.
Genç’in kalbi çok heyecanlı,canlı atmamıştı.
Birlik de imkansız gibi gözüken ilişkileri bir bahar gününde başladı.
Ne girdaplar geçirdiler,Ne Vahşi köpek balıkları ile savaştılar ama hiç birinde yenilmediler,yılmadılar.
Hep sevdiler sevdikçe sevgileri daha çok arttığını hissediyorlardı .
Bir gün öylesine bir girdaba yakalandılar ki cennette birbirlerinden ayrıldılar.
Farklı diyarlara sürüklendiler.Çok üzüldüler deniz kızı ve genç çocuk,
Genç çocuk nasıl bulacağına çözüm aradı zihninin labirentlerinde.
Her zaman aklında güzellerin yanında çirkin kaldığı güzel bir kız vardı ve günden güne boğulduğunu hissetmeye başladı.
Genç çocuk ısrarla ben bu dünyaya ona aidim diye haykırıyordu.Herkes genç çocuğun ölüsünü izliyordu ve hiç kimse genç çocuğun acısına derdine çare bulamıyordu.Günler geçtikçe boğulmağa devam etti ama bir türlü ölmüyordu;ölmek istese bile ölemiyordu kalbindeki sevgi aşk ateşi buna izin vermiyordu.
Her gün seneler gibi geliyordu geçmek bilmiyordu zaman ve elektrikli yılanların işkencesi bedenini ne kadar çok yıpratsa da kalbindeki sevgi aşk ateşinin gücü ile yasamaya devam ediyordu.
Her yerde güzeller güzeli deniz kızını aradı aradı aradı..
Bir bir gün mevsim yaz günü idi güneş kararmak üzere idi ufukta bir deniz kızı gördü ve ona doğru hızlıca yüzüyordu ki heybetli yunus balıklarının hızı yanında çok yavaş kalırdı .Deniz kızına yaklaştıkça alıp verdiği nefes normale dönmeye başladı anladı ki bunca zaman aradığı güzelliği buldu.ona yaklaştı ve sözlerini söyledi .Deniz kızı sözlerine karşılık vererek tekrar el ele yasamaya başladılar .
Herkes gözlerine aklına inanamamıştı ama genç çocuk ise buna bütün kalbi ile inandı ve inandığı aşkına kavuştu.

Birlikde daha güçlü oldular.güçlendikçe güçlendiler sevgileri eskisine göre daha çok arttı hastalandılar bu güç ve aşk hastalıklarını yenmelerine yardımcı oldu ve sonsuza kadar birlikde mutlu yaşamaya devam ettiler.
Yunus Keleş